ANNEN
ANNEN
Başını göğsüne yasladığında ‘Azrail gelse canımı alamaz!’ sandığın korucuyu melek.
‘Cennet denilen bahçe ile ‘Dünya’ denilen mekan arasında anlam kaybına uğramamış makam.
Yavrusunun güzel günlerini görmek uğruna, ayaklarının altına serilen ‘cennet’ten bile vazgeçebilen fedakar varlık.
Her şeyin karşılık beklediği bu dünyada, ‘Karşılıksız sevginin tek karşılığı…’
En anlamlı kelimelerin oluşturduğu en güzel permütasyonları bile aciz bırakan kavram.
Bir damla gözyaşına dünyaları yakabileceğin yüce insan.
Ne demek istediğini ancak yolun yarısını geçtikten sonra anlamaya başladığın ileri görüş.
Yanlış yolda hızla ilerlerken seni yavaşlatan en merhametli sürtünme kuvveti.
Yaşın ilerledikçe giderek kendisine benzediğini, gülümseyerek fark ettiğin doğal model.
Ayaklarının yere basmasını sağlayan ve ‘g’ kuvveti hep ‘sevgi’ olan en güçlü yerçekimi.
Artık küflenmiş olan bisküviyi sırf sen ısırdın diye atmaya kıyamayan sevgi ve özlem yumağı.
Sadece ‘Öpeyim de geçsin!’ söylemiyle mevcut tüm acılarını dindiren ağrı kesici.
Kilometrelerce uzağında bile olsa sesinin renginden tüm ruh analizini yapabilen en iyi dost.
‘Hiç yaşanmamışa döner yavrum…’ diyerek seni içinde bulunduğun karanlıktan çekip çıkaran manevi destek.
Seni hayata hazırlayan ve yokluğunda o hayata nasıl dayanılır akıl almayan güzel insan.
Ne yaparsan yap hep seven, ne yaparsa yapsın hep sevilen en güzel vazgeçilmez.
Peki,
Kim o?
O, senin gülen yüzün, tutan elin, çarpan yüreğin, aldığın nefes, en kıymetlin, her şeyin…
Annen!
Çiçek ÖZDEMİR
12.05.2018-Bilecik